Güncel

 

 

"Manevi Bakım" Bilim Dünyasında Tartışılıyor

 

07 Şubat 2011

 

Yalova Üniversitesi, Sosyal Hizmetler Bölümünde çalışan Arş. Gör. Güler GÜNEŞ, Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından yayınlanan Yalova Sosyal Bilimler Dergisi’nin 1. sayısında (Ekim 2010-Mart 2011) Prof. Dr. Ali Seyyar tarafından kaleme alınan “Tıbbî Sosyal Hizmetlerde Manevî Bakım” kitabını değerlendirdi. Güneş, kitaba dayanarak şunları ifade etmektedir:

“Ali Seyyar’ın dergimizin ilk sayısında tanıtacağımız Manevi Bakım adlı eserine göre, tıbbi bakım hizmetlerine resmen sosyal bir boyut kazanması, 2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ile başlamıştır. Kitabın giriş kısmında, özürlüler kanununda gerek bakım merkezlerinde gerekse ev ortamında yaşayan bakıma muhtaç özürlülere dönük tıbbi ve sosyal bakım uygulamalarına yer verilirken, özürlülerin manevi ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bakım, danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin göz ardı edildiğine değinen Seyyar, bütüncül ve etkin bakım konseptinin oluşturulması için, tamamlayıcı bir unsur olarak manevi bakım hizmetlerine de ihtiyaç duyulduğunu vurgulamıştır. Eser, toplumumuzun büyük çoğunluğunun mensubu bulunduğu İslam dinine ait bir terminolojiyle yazılmış olup yazarın önerdiği manevi bakım modeli de İslam dininin esaslarına göre kurgulanmıştır. Yazar, batı kaynaklı bakım modelinin İslam dini esaslarıyla yeniden yorumlanarak ilk kez bu eserde ele alındığını belirtiyor ve konunun diğer bilim insanlarının katkılarıyla zenginleştirilmesi gerekliliğine dikkat çekiyor.”

Nihaî değerlendirmede Güneş, şu tespitlere yer vermektedir:
Sonuç olarak Tıbbî Sosyal Hizmetlerde Manevî Bakım başlıklı eser, yazarı Ali Seyyar hocanın da belirttiği üzere Türkiye’de alanında ilk kez yayınlanmış, öncü niteliğinde bir çalışmadır. Eserin özgün bir başka yanı da, batı kaynaklı bir model olan manevi bakım modelinin, Ali Seyyar tarafından İslami kaynaklar esas alınarak yeniden yorumlanıp, Türkiye’ye uyarlanmasına çalışılmasıdır. Geniş anlamda manevi sosyal hizmet, dar anlamda manevi bakım modeli ülkemizin bilimsel ve uygulayıcı çevreleri nezdinde gündeme yeni girmiş bir meseledir ve henüz Türkiye’de hakkında yapılmış kapsamlı bir araştırma da bulunmamaktadır. Eser kapsamında yazar, manevi sosyal hizmetin bakıma muhtaç kişilere yönelik olası faydalarıyla alakalı geliştirdiği çeşitli önermelerden hareketle, bu konunun teorik ve pratik boyutlarıyla etraflı bir şekilde ele alınmasını ve başta sosyal hizmet sunan kamu kurumları olmak üzere diğer sivil kuruluşlar tarafından da verilmesinin gerekliliğini savunmuştur. Manevi bakım konusuna giriş mahiyetindeki eserin savunduğu önermeler, konuya ilgi duyan bilim insanlarının ve uygulayıcıların katkılarıyla multi-disipliner bir yaklaşımla yorumlanarak geliştirilmeyi beklemektedir. Birçok Avrupa ülkesinde manevi bakım hizmetlerinin yıllardan beri uygulandığını düşünecek olursak bu alandaki gecikmemiz, Türkiye’deki sosyal hizmet uygulamalarının niteliksel gelişimine de bir engel teşkil edecektir. Bu bağlamda Devlet Denetleme Kurulunun özürlülerle ilgili son raporunda yer alan manevi bakım ile ilgili olumlu yaklaşımları burada anılmalıdır. Diyanet ve SHÇEK Genel Müdürlüğü gibi ilgili kurumlar, manevi bakım modelinin millî çerçevesini artık oluşturmalı ve uygulamaya dönük projelerini ivedilikle geliştirmelidirler. Ali Seyyar hocanın özürlüler kanuna kazandırdığı bakıma muhtaç özürlü kavramı sayesinde bugün evlerinde yaşayan 200 bin üzerinde yoksul ve bakıma muhtaç özürlüler bakım ödeneği alabilmektedir. Manevi bakım kavramının da bir hak olarak soysal hukuk literatürüne kazandırılması halinde tıbbi ve sosyal bakım hizmetlerine muhtaç bütün insanlara manevi destek hizmetleri de verilebilecektir. Manevi koruma kapsamına alınan dezavantajlı sosyal grupların mutluluğu ve huzuru bu şekilde daha da artacak ve hayat kalitesinin özü ortaya çıkacaktır.”

 

Dergi ve kitap yorumu hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız...